KFC’nin Başarısının Arkasındaki Gizli Sır
Pazarlamacılar hikayeler anlatır, tüketiciler de bunlara inanır... Tüketiciler kendilerine ve birbirlerine hikaye anlatmaya alışkındırlar. İnsanlar gerçeklerle uğraşmazlar.
“KFC’nin Başarısının Arkasındaki Gizli Sır” deyince gizli tarif vermeyeceğiz ama iyi pazarlama iyi hikayeyle başlar. Biraz müstehcen olacak ama belirtmeden geçemeyeceğim. Pazarlamacıların çoğu bilir genelde hiç kimsenin girmediği ancak dev bir oluşum haline gelen porno siteleri hikaye kullanımına çok iyi örneklerdir. Oradaki mekanizmayı markalar arası savaşın prototipi olarak da düşünebiliriz. Pazarda aynı ürüne sahip bir çok oyuncu arasında tüketicinin dikkatini çekmek kolay bir konu değildir ve hikaye bu konuda kimyasal bir silahtır.
Tabi bilenleriniz vardır ama kısaca “KFC’nin Başarısının Arkasındaki Gizli Sır” olan hikayesine bir bakalım mı?
“Albay Sanders yemek yapmayı seviyordu ve her zaman değişik tat kombinasyonları, deniyordu. Tavuğu kızartmak üzere unlamak için 10 adet bitki ve baharatı unla karıştırma yolunu bulduğunda, ünü yayıldı. Daha sonra bir pazar günü bazı turistler için tavuk hazırlarken, karışımına on birinci malzemeyi kattı. Albay’ın söylediği gibi, “Bulduğum o 11. maddeyle o güne kadar yediğim en lezzetli tavuğu elde ettim””.
Hikayenin temel amacı, markanın tüketiciye sağladığı duygusal faydayı öne çıkarmak ve marka farkındalığını artırmak. Kısaca tüketiciye “Özel sosla hazırlanmış, özel tavuk yiyorum.” algısını verebilmektir.
Marka etrafında pazarlamada hikaye anlatmak, ürün ya da hizmetin teknik detaylarından bahsederek markayı yalanlar söyleyerek övmek demek değildir. Hedef kitleyi doğru belirleyerek, tüketicinin duymak istediği hikayeleri onlara ulaştırmak, bunu yaparken de hikaye ve marka arasında bağ kurmasını sağlamaktır.
Marka arketipini vermenin en iyi yollarından biri hikaye anlatmaktır. Aranızdan belki hatırlayanlar veya şaşıranlarda olacaktır ama Kartal Makarnaları’nın > Pastavilla’ya dönüşümü güzel bir konumlandırma ve güzel bir hikayedir. Başka bir yazımda bu konuya değineceğim.
Bütün Pazarlamacılar Yalancıdır. (Hikaye Anlatır) kitabında Seth Godin, “Pazarlamacılar özel bir tür yalancılardır. Tüketiciler istediği için onlara yalan söyler pazarlamacılar. Pazarlamacılar hikayeler anlatır, tüketiciler de bunlara inanır… Tüketiciler kendilerine ve birbirlerine hikaye anlatmaya alışkındırlar. İnsanlar gerçeklerle uğraşmazlar.”
Doğru olan birçok şey siz onlara inandığınız için doğrudur. Seth Godin
Pazarlamacılar, markanın hikayesini anlatır, hedef kitlenize ulaşır ve müşterilerinizin hikayenizi sizin adınıza anlatmasını sağlar. Unutmayın! Eğer anlatmaya değecek bir hikayenin yoksa logonuza, jenerik müziğinize ya da web sitenize ne kadar çok para ve zaman harcadığınız çok önemli değildir. Bir hikaye uydurarak sırf siz öyle istediğiniz için insanların size inanmasını bekleyemezsiniz. Müşteriyi satın almaya yönlendiren şey, pazarladığınız ürün veya hizmet değil, anlattığınız hikayedir.
Son olarak belirtmeliyim ki anlatacağınız hikaye mutlaka sağlam temellere basmalı, eğer vaat ettileriniz gerçek bir temele dayanmıyorsa vay halinize.
Unutmayın müşteriler zekidir! Sizin gibi, sizde bir müşterisiniz.
Daha fazla bilgi ve iletişim için tıklayın.